Tebliğde İlkeler - 2

“Temsil Tebliğden Öncedir”
Rasullullah Efendimizin -sav- temsil görevi bir ömür devam etmiş, lakin tebliğ görevi yaklaşık ömrünün üçte birine tevafuk etmiştir.
Herkesin kabul ettiği temel bir ilkedir ki, tebliğci önce inandığı davayı kendi yaşamalıdır. Zira insanın yaşamadığını söylemesi hem mantıksal, hem psikolojik, hem sosyal, hem de inanç açısından bir tutarsızlıktır. Böyle kimselerin sözleri güzel olsa da, hissedilen etkisi az olur. İnanan insan, duygularıyla düşüncelerini bütünleştirmiş insanın sözleri daha güçlü çıkar. Güçlü sözün etkisi de gücüne oranla artar.
Temsil için, büyük günahlara bulaşmamış, doğru sözlü, fıtratı bozulmamış, insanlara karşı mütevazi olan ve samimi davranan müslüman kişiler, ibadete devam ettikleri sürece; başlangıç için yeterli görülebilir.
Daha ileri profesyonel tebliğ hizmetleri için, daha ileri temsil becerileri beklenebilir. Bu konuda belki özel eğitimler almak gerekecektir.

